
Sabah sabah evimin önünden bir akordeoncu geçiyor. Ne garip alet! İlk belli belirsiz notasıyla evin içinde hemen bir Paris havası. Boğumlarını hissediyor insan dinlerken, nefes alıp verişleri nefes kesiyor. Öylesi romantik bir ses, insanın ağlayası gülesi geliyor. Ne garip alet! Sanki içinde bir kadınlar bir erkekler korosu, her bir boğumda bir başka ses. Koro şefi tuşlara basıyor, akordeon açıldıkça mezo mezo soprano, kapandıkça bas bas bariton. Sanki müziklerini kendisi yazıyor akordeon, içinden ne çıkacağını çalana sezdiriyor, onu büyülüyor gibi. Her parçanın sonu bir şölen, bir kutlama anı. İnsanın çıkıp aleti ve şefi kucaklayası geliyor. Haydi şimdi bir şampanya patlatalım, geri gelen güneşe!
9.2.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder