...Akışan modern dünyamızın insanları,..., bir şeyden bahsederken başka bir şey için endişelenmiyorlar mı? Dileklerinin, tutkularının, amaçlarının veya rüyalarının ‘ilişki kurmak’ olduğunu söylüyorlar. Oysa ki aslında en çok ilişkilerinin yoğunlaşmasını ve pıhtılaşmasını nasıl önleyebilecekleriyle ilgilenmiyorlar mı? Esasında peşinde oldukları içine alan ilişkiler mi, dedikleri gibi, yoksa her şeyden çok bu ilişkilerin hafif ve gevşek olmasını mı arzuluyorlar, ki... her an bir kenara atılabilir olsunlar? Her şey söylendiğinde ve yapıldığında, gerçekten istedikleri nasıl bir tavsiye: ilişkilerin nasıl derlenip toplanabileceği mi, yoksa, ihtiyaç durumunda, acısız ve vicdan azabı duymaksızın nasıl sökülüp parçalara ayrılabileceği mi?...
Belki ‘ilişki’ fikrinin bizatihi kendisi de kafa karışıklığını artırıyor. İlişkiye bedbahtça ihtiyaç duyanlar ve onların danışmanları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, kavram rahatsız edici ve endişe verici göndermelerinden tam anlamıyla sıyrılmamakta direniyor. Bulanık tehditler ve kasvetli önsezilere gebe hala; kuşatılmanın korkunçluğunu birlikteliğin hazlarıyla aynı nefeste anlatıveriyor. Belki de bu yüzden ‘ilişkilenmek’ ve ‘ilişkiler’ ile ilgili deneyim ve umutlarını belirtmek yerine, (akıl hocalarının yardım ve teşvikiyle) insanlar çok daha sıkça bağlantılar, bağlantı kurmak ve bağlantıda olmak üzerine konuşurlar. Eşlerden bahsetmek yerine, ‘ağlar’ üzerine konuşmayı tercih ederler. ‘İlişkiler’ dilinde gözden kaçırılan hangi meziyetler vardır ‘bağlantılılık’ dilinde?
‘İlişkiler’, ‘yakınlıklar’, ‘ortaklıklar’ ve benzeri kavramlar çift taraflı bağlanmanın altını çizerken zıttını yani serbest kalmayı dışarıda bırakır veya üstünden sessizce atlayıp geçer. ‘Ağ’ ise eşzamanlı olarak bağlanma ve bağı koparma üzerine kurulu bir matrisi temsil eder; bu iki etkinliğin aynı anda mümkün olmadığı bir ağ hayal edilemez... Bir ağda, bağlantılara talep üzerine girilir, ve bunlar isteğe bağlı olarak koparılabilir.
Bağlantılar, ‘sanal ilişkiler’dir. ‘Gerçek şeyler’in o ağır, yavaş, durgun ve karmakarışık halleriyle kıyaslandığında şık ve temiz, kullanımı kolay ve kullanıcı dostu bir görünüme sahiptirler.
Raplh Wald Emerson’un belirttiği gibi, ince bir buzda kayarken, hız kurtarıcınızdır. Nitelik umudunuzu boşa çıkardığında, kurtuluşu nicelikte aramaya yönelirsiniz.... Bir zamanlar bir ayrıcalık ve başarı olan hareket halinde olma durumu, bir zorunluluk haline gelir.... En önemlisi, hız sayesinde sahneden kovulması beklenen o nahoş belirsizlik ve o can sıkıcı hayal kırıklığı toz olmayı reddeder. Serbest kalma ve talebe bağlı sona erdirmenin hünerinin riskleri ve ortaya saldıkları endişeleri azaltmak değil, yalnızca farklı bir biçimde dağıtmak olduğu anlaşılır.
Zygmund Bauman - Liquid Love
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder