mutsuzluktan söz etmek istiyorum
dikey ve yatay mutsuzluktan
mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
sevgim acıyor
biz giz dolu bir şey yaşadık
onlar da orada yaşadılar
bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak
en başta mutsuzluk elbet
kasaba meyhanesi gibi
kahkahası gün ışığına vurup ta
ötede beride yansımayan
yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
öbürünün bir kadından aldığı verem
bütün işhanlarının tarihçesi
bütün söz vermelerin tarihçesi
sevgim acıyor
yazık sevgime diyor birisi
güzel gözlü bir çocuğun bile
o kadar korunmuş bir yazı yoktu
ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
gemiler gene gelip gidiyor
dağlar kararıp aydınlanacaklar
ve o kadar
tavrım bir şeyi bulup coşmaktır
sonbahar geldi hüzün
kış geldi kara hüzün
ey en akıllı kişisi dünyanın
bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
kimi sevsem
kim beni sevse
eylül toparlandı gitti işte
ekim falan da gider bu gidişle
tarihe gömülen koca koca atlar
tarihe gömülür o kadar
Turgut Uyar - Acıyor
2 Aralık 2011 Cuma
1 Aralık 2011 Perşembe
yenil/(me)mek
72 yaşındaki Zora Raeburn, ömrünün 30 yılını romanlar yazıp yayıncılara postalayarak geçirdi. Tek bir kabul bile alamadı ama asla umutsuzluğa düşmedi. Londra’da Britanya Müzesi'nin yakınlarında, iki odasını başkalarına kiralayarak yaşadığı kiralık dairesinde yayıncılara, kütüphanelere, film stüdyolarına ve radyo yapımcılarına sayısız mektup yazdı. Londra sokaklarında çellosuyla dilencilik yaptı. Yaşlılık sigortası geçimine yetmeyince steno daktilo yazıcısı olarak işe girdi ve kitaplarından birini kendisi yayınladı.
Fotoğraf: Zora red mektuplarından hazırlanmış kolajın önünde.
Ken Russell'ın "Zora the Unvanquished" serisinden
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)